CHP’li Bakırlıoğlu:” Eğitimde, Yoksul ile Zengin arasında 42 Kat Fark Var”
CHP’li Bakırlıoğlu:” Türkiye'deki bütün eğitim harcamalarının yüzde 63'ünü, en zengin yüzde 20'lik kesim yapıyor. En gariban kesim ise yüzde 1,5. Arada 42 kat fark var “
//
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu; Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerine konuştu. Emekliye verilen 2.500 lira artışını bile karşılamadığını emeklinin kira zammını bile karşılamadığına dikkat çeken Bakırlıoğlu “Türkiye’de mayıs ayı gıda enflasyonu yüzde 70. Bütün OECD ülkelerinin rakamlarını alt alta topluyorsunuz, yüzde 71 yapıyor. Böyle bir ülkede gıda harcamaları emeklilerin toplam harcamasının yüzde 28'iyken, emekliye 25 yüzde 25 zam yapılıyor; el insaf!” dedi.
Vergi Yükünün Ağırlığının Ücretliler Üzerinde
Türkiye’deki vergide asıl sorun eşit ve adil şekilde dağıtılmaması olduğunu vurgulayan Bakırlıoğlu” OECD’ye göre 1965 yılında yüzde vergi 10,6'ymış 2000'de yüzde 23,5'e, 2015'te yüzde 25'e ve 2022'de yüzde 20,8’e çıkmış. Şu an OECD'ye bakınca oran yüzde 34. OECD ortalamasına baktığımız zaman, Türkiye'de 2022 itibarıyla vergi yükü OECD ortalamasının altında. Peki, biz niye sabahtan beri vergi yükünden bahsediyoruz? Buradaki tartışmanın sebebi, vergide yük eşit ve adil şekilde dağıtılmıyor, rakamlar da bize bunu söylüyor., Türkiye'de, son beş yılın, dolaysız ve dolaylı vergi rakamlarına baktığımız zaman, Türkiye'deki toplanan son beş yıldaki vergilerin yüzde 34'ü gelire bağlı, yüzde 66'sı da dolaylı vergilerden oluşmakta. 2024 tahminlere baktığımız zaman da oranlar değişmiyor. Peki, bu vergiler kimlerden toplanmış? Son beş yılın ortalamasına bakılırsa toplanan vergilerin yüzde 18,5'i gelir vergisinden oluşmakta. Bu 18.5'in de yüzde 90'ı kaynağından kesilen gelir vergisi. Yani ilk ücretlerden kesilen gelir vergisi. Peki, kurumlar vergisi ne? Yüzde 15,6. Dolaylı vergilere baktığımız an, vergi yükünün ağırlığının ücretliler üzerinde olduğunu görmekteyiz. Dolaylı vergilere baktığımız zaman da KDV'nin ortalaması yüzde 9,1; ÖTV'de çok ciddi bir oran var, yüzde 20.5” şeklinde konuştu.
Türkiye’de Ciddi Bir Gelir Adaletsizliği Var
Türkiye'de çok ciddi bir gelir adaletsizliği olduğuna dikkat çeken Bakırlıoğlu “Şu anda Türkiye'deki en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik dilim Türkiye'de gelirin neredeyse yüzde 50'sini almakta. En fakir yüzde 20'lik grup ise yüzde 6,2'sini almakta. 8,4'lük bir kat fark var arada. Bu, şimdiye kadar görülür bir fark değil. Şöyle özetlemek lazım: Diyelim ki en düşük gelir grubuna sahip olan 10 bin lira maaş alan bir emeklimizi bir de 80 bin lira maaş alan iki yurttaşımızdan bahsedelim. Bir alışveriş merkezine gittiler, her ikisinin de 5 bin liralık aynı alışveriş sepetiyle alışveriş yaptıklarını varsayarak yüzde 20 KDV verdiklerini düşünelim. Yani bin lira KDV ödesinler. Şimdi, 10 bin lira gelire sahip olan bir insan bin lira KDV ödediği zaman bu insandaki vergi yükü yüzde 10. Seksen bin lira gelire sahip birisi gidip, aynı alışveriş yapıp da bin lira KDV verdiği zaman bu insanın vergi yükü yüzde 1,25. Bir kere yük adil dağıtılmıyor; burada büyük bir problem var. Şimdi, bu aynı zamanda yani vergideki adaletsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizliği de körükleyen bir şey. Türkiye'de hakikaten de bu konuda çok ciddi sıkıntılar var” olduğunu söyledi.
Eğitimde Yoksul ile Zengin arasında 42 Kat Fark Var
Konuşmasında hane halkı harcamalarına da değinen Bakırlıoğlu şöyle konuştu: “Hane halkı harcamalarına baktığımız zaman, Türkiye'deki en zengin yüzde 20'lik kesim harcamaların yüzde 40'ını yapıyor. En fakir yüzde 20'lik kesim yüzde 7,2'sini yapıyor. Türkiye'deki bütün eğitim harcamalarının yüzde 63'ünü, en zengin yüzde 20'lik kesim yapıyor. En gariban kesim ise yüzde 1,5; 42 kat fark var arada. Burada çok ciddi bir adaletsizlik var. Vergideki adaletsizlik bunu daha da fazla körüklemekte. Bu vergi paketinde, bu adaletsizliği ortadan kaldıracak herhangi bir düzenleme yok. Neler yapılmış burada? İşte, en düşük emekli maaşı 10 bin liradan 12.500 liraya çıkarılıyor. Yüzde 25'lik bir artış var, 12.500 lira. Temel geliri emeklilik olan insanlara, hanelere baktığımız zaman, bu insanların gelirlerinin yüzde 28,4'ü gıdaya, 31,9'u konut ve kiraya, yüzde 14,4'ü de ulaştırmaya yani bu üç kalem gelirlerinin yüzde 75'ine tekabül ediyor. Gıda enflasyonunda Türkiye OECD ülkeleri arasında yüzde 70 ile birinci sırada. Bütün OECD ülkelerinin gıda enflasyon rakamları alt alta topluyorsunuz, yüzde 71 yapıyor. Böyle bir ülkede gıda harcamaları emeklilerin toplam harcamasının yüzde 28'iyken biz yüzde 25 zam yapılıyor; el insaf! Bir emeklinin gelirinin yüzde 32'si konut ve kiraya gidiyor. Türkiye'de ortalama kira ne kadar? TÜİK'e sorarsan 5.850 lira. Diğer bağımsız kurumlara sorarsanız, Manisa'da ortalama kira 14 bin lira. Hadi diyelim ki TÜİK'in rakamı doğru olsun, 5.850 lira. Temmuz ayında kira artışı ne kadar? Resmî kira artışı yüzde 65. 5.850 lira kira ödeyen bir insan temmuz ayında kontrat yenilerse 3.800 lira kira artışı olacak. Emeklinin 10 bin lira maaşı var, gelen zamla 12.500 liraya çıkacak. Temmuz ayında ev sahibi kirasını yenileyecek, diyecek ki ‘Resmî veriler yüzde 65.’ Yani bu durumda emeklinin kirasında 3.800 lira artış olacak. Yani emekliye verilen 2.500 lira artış, emeklinin kira farkına TÜİK’in rakamlarına göre bile yetmeyecek. Geçen sene seçimlerde benzinin litresi 20 liraydı. Bugün 46 lira; 2 katından fazla artmış. Biz emekliye yüzde 25'lik bir zammı layık görüyoruz. Vallahi, akıl fikir versin yani bu şartlar altında bu emeklinin yaşama şansı, yaşama ihtimali yok. “
Cezayı Arttırıyoruz Ama Tahsil Edemiyoruz
Konuşmasında vergi cezası tahsilat oranlarına da değinen Bakırlıoğlu” Biz bu cezaları artırıyoruz ama bu ülkede vergi cezası tahsil edebiliyor muyuz? Buna da bakmak lazım. Problemlerden bir tanesi bu. 10 kat, 20 kat artırıyoruz cezaları ama biz tahsilat yapabiliyor muyuz; vergi cezalarında tahsilat tahakkuk oranları ne alemde? Mesela, 2023 yılı verileri, toplamda tahakkuk eden cezalar 529 milyar lira -toplam cezalar- bunların 365 milyar lirası vergi cezası. Tahsilat ne? 365 milyar lirada, 30 milyar 887 milyon lira, tahsilat oranı yüzde 8.5. Tahsil edemiyoruz ki biz. 2024'ün Ocak-Haziran rakamlarına bakalım: Tahakkuk eden vergi cezaları 404 milyar 762 milyon lira, tahsilat ne? 29 milyar 575 milyon, oran yüzde 7,3. Yani biz vergi cezalarını tahsil edemedikten sonra bunları kat kat artırmanın ne manası var? Bir de şunu da sormak lazım: "Diğer vergi cezası" diye bir ceza var burada 332 milyar lira bu ceza, hiç ödenmiyor, hep bir sonraki yıla devrediyor. Bunun sebebi kim, bu cezalar neden tahsil edilemiyor? Bu konuda da bize izahat verilmesi gerektiğini düşünüyorum“ dedi.
Vergi Cenneti Listesi Hazırlamak İçin Neyi Bekliyoruz?
Getirilen vergi paketinde 200 milyar liralık bir gelirden bahsedildiğini vurgulayan Bakırlıoğlu şunları söyledi: “Böylesi bir geliri varken ücretlilerin bu vergi dilimleri değiştirilmek suretiyle bu yük onlardan biraz daha hafifletilebilirdi. Bunu niye yapmıyoruz? Yükü kimi sırtlandığı belli esasında. Madem 200 milyar liralık bir vergi artışına sebebiyet verecek ve 2.500 lira fark verdiğimiz zaman Hazineye bunun 33 milyar lira da yükü olacak. Niye biz bunu artırmıyoruz yani niye emeklilere daha fazla, en az 1 asgari ücret kadar maaş vermiyoruz? Bunlar yapılabilirdi. Burada bir sürü vergiler getiriyoruz, cezalar getiriyoruz oysa Kurumlar Vergisi Kanunu madde 30/7; bu maddeye göre vergi cennetleri listesi Cumhurbaşkanı tarafından ihlal edildiği zaman, bu cennetlere kaçan sermayeden yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılabilmekte; yasa bizi bunu söylüyor. Peki, niye bekliyoruz? On sekiz yıldan beri Cumhurbaşkanının bu listeyi hazırlamasını bekliyoruz. Peki, rakam ne kadar? Çok çeşitli rakamlar var; "200 milyar" diyen var, "300 milyar" diyen var. Yani bu ülkede bu sözünü etmiş olduğumuz off-shore ülkelere, vergi cennetlerine kaçan para, kaçan vergi için 200 milyar dolardan, 300 milyar dolardan bahsedilmekte. Yani bunun yüzde 30'u gelse, 50 milyar dolar, 60 milyar dolar geri gelir gelmiş olsa inanın, bugün konuştuğumuz pek çok şeyi konuşmazdık.”
GHA/ Haber Merkezi