Lise ve Üniversiteye başlayacak öğrencilerin tercih yaptığı şu günlerde akla gelen soru; !doğru tercih, girilebilen en yüksek puanlı okul mudur?'
Meslek ve Okul Seçiminde Aile Etkisi
Eğitim insan hayatını şekillendiren en önemli etkenlerden biri. Ancak tek etken değildir. İnsan hayatını şekillendirirken, arkadaşları, idolleri, aile , maddi ve sosyal imkanları, çevresi, belki de en önemlilerinden biri olan hayalleri etkilidir.
Tüm bunları en iyi düzeyde bir arada dengelemek genç bir yetişkin için oldukça zordur. Nitekim lise ve üniversite eğitimi almış gençlerin büyük bir çoğunluğu mutsuz bir hayat sürüyor.
Burada konuya politik baktığımızda elbette eğitim programlarının, üniversite yapıları ve eğitime kabul sistemlerinin de bu mutsuzlukta payı var. Eğitim politikaları, yeni yeni üretim odaklı büyümeye hizmet edecek planlamalar ve uygulamalara geçiş yapıyor. Her geçen gün artan istihdam ve işgücü ihtiyacı da politikanın kendi başına doğruluğunun ispatı.
Yukarıda bahsettiğim eğitim tercihi ve yönlendirme konusunda iyi niyetli olmak yeterli olmuyor. Bazen bu yönlendirmeler baskı şeklinde de kendini gösteriyor. Yarış atı muamelesi gören çocuk kendi performans ve kabiliyetlerini unutuyor ve puan avcısı oluyor. En yüksek puanla girilen okul, bölüm onun sanki tek tercihi oluyor. Burada yanlış olan çocuğun en yüksek puanla yerleşebilecek okula yerleşmesi. Zira kısmi ölçülen başarı tüm kabiliyetleri, heves ve hayalleri ortaya koyamaz.
Peki ne olmalı? Geçmiş yıllarda çok ta görmediğimiz rehberlik hizmetleri bu yıllarda oldukça öne çıkıyor. Bir bakıma çok faydalı. Ancak rehberlik yapılırken tüm okul ve bölümlerin incelenip, öğrencinin kabiliyetleri, başarılı olduğu konular ,hayalleri, idolleri göz önüne alınarak bireye özel rehberlik yapılmalı.
Psikolog Howard Gardner çoklu zeka kavramını açıklarken Linguistik Zeka, Mantıksal-Matematiksel Zeka, Müzikal Zeka, Görsel-Uzamsal Zeka, Beden-Kinestetik Zeka, Sosyal (İçsel) Zeka, Kişilerarası Zeka, Doğa Zekası türlerinden bahsediyor. Bu söylemden yola çıktığımızda belki en yanlış betimleme “çok zekisin” betimlemesi olacak. Çünkü ‘zekanın hangi türüne sahip’ sorusunun cevabı bu değildir.
Bir başka konu da çoklu zeka, aynı anda birkaç zeka türüne sahip olabilmek. Bu zeka türlerinin belirlenebilmesi tek bir sınav veya sıradan ölçme teknikleri ile mümkün olmayacaktır. Bu yüzden en sağlıklı yönlendirme için çocuğun okul öncesinden itibaren takip edilen ve belli aralıklarla yetenek ve zeka türlerini ortaya koyabilecek ölçme sürecinin yaşanması gerekir.
Bu yıl liseye veya üniversiteye tercih yoluyla geçeceklerin büyük bir kısmı bu ölçme tekniklerinden geçirilmedi maalesef. Bu yüzden ailelere, rehber öğretmenlere çok büyük sorumluluk düşüyor. Çocukların mutsuz üniversite mezunu olmasını istemiyorsanız, öne çıkan kabiliyetlerini, isteklerini, işgücü istekleri, yeni meslekler ve okulların eğitim imkanlarını baz alan bir değerlendirme yaparken çocuklarınızı da mutlaka dinleyin.
Hiçbir balığı uçmaya, hiçbir kuşu yüzmeye zorlamayın. Eğer çoklu zekası ve bileşik kabiliyeti varsa, çocuk zaten ya uçan balık ya da çok iyi yüzen bir penguen olur.
Mutlu bir hayatın en önemli bileşenlerinden biri kişinin iyi ve sevdiği bir işi olmasıdır. Tüm gençlerin hayallerini gerçekleştirebilecek bir eğitim hayatını yaşayabilmesi dileğimle…
Süleyman Kollu