Siyaset bir meslek mi? diye sorarsanız, hayır derim. Çünkü eğer siyaset bir gelir kaynağı veya bir meslek olarak görülüyorsa mesaiyi doldur maaşını al anlayışı da arkasından gelir.
Yazıma niçin böyle başladığımı açıklayayım. Günümüzde şehrimizde yaşayan bazı siyasiler iş edindikleri siyaseti yukarıda açıkladığım anlayışla yapıyor maalesef. Bunu belki en son söylemeyi isteyen insanım. Ancak maalesef böyle. Peki bu beraberinde ne getiriyor? Aslında, "ne götürüyor" diye de sormak lazım. Bu şehrin geleceğini götürüyor.
Bir siyasi partinin çatısı altında siyaset yapıyorsanız ve konumunuz gereği binlerce insana karşı sorumluluğunuz varsa, temsil ettiğiniz siyasi partinin çıkarları ile sorumlu olduğunuz halkın çıkarları arasındaki dengeyi çok iyi korumalısınız. Bu denge bıçak sırtı hassasiyetindedir. Partiniz tarafından sevilmek kaygısı, sizi sorumluluklarınızı tam olarak yerine getirmekten alıkoyuyorsa istifa mekanizmasını çalıştırmalısınız. Zira giderek partinize de zarar vermeye başlarsınız.
Buradan kimseye istifa çağrısında bulunmuyorum. Ancak bu dengeyi kuramayan siyasetçilerin, seçilmişlerin yukarıdan atanmışların şapkasını çıkarıp düşünmesi lazım diyorum. 170 bin nüfuslu bu güzel şehre hizmet ettiğini söyleyen herkes şunu kendisine sormalı. Benim öznem Akhisar mı? Benim hedefim şehre ve şehrin insanına hizmet etmek mi? Ben şehre hizmet edebilmek için bazı egolarımı frenleyip, bazı tabuları yıkıp, bazı imkansızları başarıp farklı düşüncedeki diğer temsilcilerle aynı amaç için yol yürüyor muyum? Yollar ve görüşler farklı da olsa amaç eğer şehre ve insanına hizmet etmek ise, farklı makam ve konumdaki insanların diğerine çelme takmak yerine, gel bunu birlikte yapalım diyebilme medeniyetini, siyasi olgunluğunu göstermesi lazım.
Şu son aylarda yaşadığımız depremler, pandemi aslında güzel dersler verdi. Peki biz ders çıkardık mı? Siyasi başarı, makam hırsı, belki de temaşa nasıl bir hırs veriyor? Etrafa gözünüzü, kulağınızı kapatıp ben yapacağım dedirtiyorsa, buyurun yapın demiyorum. Eksik olsun yapacağınız...
Bu kısır çekişmelerin kazananı yok ve asla olmayacak. Sadece kendisi kazandığını zannedenler; size sesleniyorum... Kaybediyorsunuz... Kaybedeceksiniz... Halkın sevgisini, güvenini, desteğini ve ilgisini...
Günün birinde elinizi uzattığınızda elini çeken Akhisarlılarla karşılaşmak istemiyorsanız, yıllardır bekleyen sorunların çözümü, gelmeyen, eksik gelen hizmetlerin başlaması ve tamamlanması, şehrin belki de değişecek kaderini belirlemek için artık siyasi düşünmeyi bırakıp iş yapma, hizmet üretme zamanı. Bir merhaba ile başlayıp, Akhisar merkezli olarak devam edecek hizmet atağı için el ele verme zamanı çoktan geldi. Aman dikkat edin geçmesin... Haydi Merhaba...
*Süleyman Kollu